Park Otel, Beyoğlu'nun Ayaspaşa semtinde 1930 - 1979 arasında hizmet veren otel.
Pera Palas ve Tokatlıyan Oteli ile birlikte Beyoğlu'nun en ünlü üç otelinden birisi idi. 1979 yılında kapandı. Otel kapandıktan sonra geçirdiği dönem, mimarlık tarihi ve İstanbul şehircilik belleği açısından önemli bir sembol yapı olmasına sebep oldu. 1986 yılında tamamen yıkıldı.1
Özellikle lokantası ve pastanesi ünlü olan otel, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İstanbul'u ziyaret eden önemli konukları ağırlaması ile bilinir. Atatürk’ün İngiltere Kralı VIII. Edward için Park Otel'de düzenlediği akşam yemeği seremonisi, otelin en yaygın bilinen hatıralarındandır. Ünlü şair Yahya Kemal ölümüne kadar 16 yıl bu otelde yaşamış; ülkenin başbakanlarından Adnan Menderes de Park Otel için "ikinci evim" demiştir.2
Park Otel’in yıkılmasından sonra yerinde yeni bir yüksek bina inşa edilmesi girişimi, söz konusu yapının İstanbul siluetine etkisi nedeniyle tepki çekmiş ve uzun süre kentin gündeminde kalmıştır.3 Günümüzde Park Otel'in yerine 2013 yılında inşası tamamlanan başka bir otel yapısı bulunur.
Park Otel'in yerinde inşa edilen ilk yapı, İtalyan Büyükelçisi Baron Alberto Blanc'ın kendi imkânlarıyla 1890 yılında 4 yaptırdığı 60 odalı konaktır. Gümüşsuyu'nda Marmara Denizi ve Boğaz manzarasına hâkim muhteşem manzaralı sırtta inşa edilen konak, büyük ölçüde ahşap malzeme ile inşa edilmiş üç katlı neoklasik üslupta eklektik bir yapı idi.5 Kimi kaynaklara göre inşaatın tüm masrafları Baron Blanc’ın Amerikalı bir milyoner olan eşi tarafından karşılanmıştır.6 Konak, bir süre elçilik konutu olarak kullanıldı.
Baron Blanc ülkesine çağrıldıktan sonra konağı Sultan Abdülhamit 1897 yılında Osmanlı Devleti adına satın aldı ve Hariciye Nazırlarının oturması için tahsis etti.7 1895'te Hariciye Nazırı olarak atanan Ahmet Tevfik Paşa konağa yerleşti.
"Tesalya Harbi'nde Yunan'ı bozguna uğratmasının" ardından padişah, konağı Tevfik Paşa'ya hediye etti. II. Abdülhamid'in bizzat eliyle tapuyu teslim ettiği Tevfik Paşa ve ailesi, Paşa'nın 13 yıl boyunca kesintisiz Hariciye Nazırlığı görevi sırasında konakta ikamet etti.8 Konağın mülkiyeti kendisine geçince Ahmet Tevfik Paşa yapının ahşap olan parmaklıklarını ve sokak kapılarını Tophane'deki dökümhanede demirden döktürerek değiştirmiş ve bu parmaklıklar doksan yıl boyunca kullanılmıştır.9
Konak, Hariciye Nezareti olarak kullanıldığı dönemde Osmanlı toplumunun 20. yüzyıldaki bazı değişimlerine tanıklık etti. Şefik Okday’ın Büyükbabam Son Sadrazam Ahmed Tevfik Paşa adlı kitabına göre, Tevfik Paşa’nın oğlunun konaktaki düğünü, kadınlarla erkeklerin bir arada bulunduğu ilk modern Osmanlı düğünü idi.10
1909'da 31 Mart İsyanı sırasında sadrazam olan Tevfik Paşa, Sultan Mehmet Reşat’ın tahta çıkmasından sonra Londra Büyükelçisi olarak görevlendirildi. Kendisine konağı jest olarak geri vermesi teklif edildiyse de bunu kabul etmedi ve Londra'ya gitmeden önce konağı Hariciye Nezaretine kiraladı.11 Bir süre Hariciye Nazırı Mehmed Rifat Paşa'nın ikamet ettiği konak, Said Naim Duhani'nin "Eski Evler Eski İnsanlar: XIX. Yüzyıl Sonunda Beyoğlu’nun Sosyal Topografisi" kitabına göre önemli buluşmalara ve diplomatik olaylara sahne olmuş;12 23 Temmuz 1908 tarihinde konakta Osmanlı diplomasi tarihindeki ilk diplomatik yemek gerçekleşmiştir.
Hariciye Nazırı Asım Bey konağa yerleştiğinde, eşinin isteği üzerine çatı katına bir çamaşırlık ve özel bir baca yaptırdı. Baca ahşap çatının tutuşmasına neden oldu ve 30 Mart 1912'de13 çıkan yangında konağın ahşap kısımları içinde değerle eşyalarla birlikte yandı.14
1914 yılında I. Dünya Savaşı başladığında İstanbul'a dönen Tevfik Paşa, ailesi ile birlikte konağın sağlam kalan taş kısmına yerleşti.
Tevfik Paşa’nın eşi Elisabeth Tschumi (sonraki adı Afife Okday Hanım), 1918 yılında savaş bittikten sonra konağı otele dönüştürmeyi önerdi. Otel projesinin ilk taslaklarını Tevfik Paşa'nın savaştan dönen subay oğlu Ali Nuri Bey çizdi. Aile, otel inşaatını kendi sermayeleri ile yaptı.15
Konağın yangından kurtulan kâtipler dairesinin çatı katının tavanı üç metreye yükseltilip, yanan kısma ise bir oda eninde 4 katlı bir bina eklenerek ilk otel inşa edildi. Otel, 1930 yılında "Miramare" adıyla hizmete girdi. Birkaç kez farklı işletmeciye kiraya verilen otel, lokantacı Aram Hıdır yönetiminde "Park Otel" adıyla üne kavuştu.16 Park Otel adı, bahçesinde bulunan çocuk parkından dolayı Ahmet Tevfik Paşa'nın torunu Şefik Oktay'ın önerisi ile verildi.17
1934 ve 1936 yılında otele 40'ar adet oda eklendi. İstanbul'da "Tokatlı" adlı üç lokantası olan Aram Hıdır, Park Otel'e çok seçkin bir lokanta yaptı. Otelin bir barı, gece kulübü ve pastanesi de bulunuyordu. İlk personel kadrosunu Ermeni ve Rumlardan oluşmaktaydı. Cumhuriyet dönemindeki milliyetçi duygular nedeniyle eski sadrazam konağında Ermeni ve Rumların çalışması eleştiri konusu olmuş, Tevfik Paşa'nın ısrarı ile Türk garsonlar işe alınmıştır.18
Otel, özellikle lokanta kısmının birinci sınıf orkestrası ve yemekleriyle tanındı ve sık sık Mustafa Kemal Atatürk'ü ağırladı. İstanbul'a geldiğinde kendi yatında kalan VIII. Edward, Park Otel’de Atatürk ile beraber yemek yemiştir. Yahya Kemal, ömrünün 1942-1958 arasındaki son 16 yılını bu otelde geçirdi. 1941-1946 yılları arasında 75 numaralı, daha sonra 165 numaralı odada yaşadı.19 Otelde sıklıkla konaklayan Adnan Menderes, İstanbul’da giriştiği imar hareketleri ile ilgili görüşmelerini otelde yürütmüş ve toplu yemeklerini otelde vermiştir.
Taksim yönüne doğru giderek büyüyen otelin oda sayısı 1950'lerde 213'e çıktı. Yeni yatırımların çoğunu yapan Aram Hıdır’ın hisse payı %60'a ulaştı.20 Türkiye’deki ilk beş yıldızlı otel olan Hilton Hotel'in 1955'te inşa edilmesinden sonra İstanbul'a gelen turist sayısı artmış; başta bu durumdan olumlu etkilenen Park Otel, İstanbul'da daha konforlu ve ucuz yeni otellerin sayısı arttıkça müşterilerini kaybetmiştir. Aram Hıdır, 1979 yılında oteli kapama kararı aldı. Tüm eşyaları satılan otel, TURAŞ A.Ş. tarafından satın alındı.
Anıtlar Yüksek Kurulu otelin devredilmeden önce 1978 yılında, Park Otel’in tarihi anısı olmasına karşın, korunması gerekli yapı statüsüne girmediğine ve yıkılabileceğine dair karar almıştı. Otel yıkıldıktan sonra yerine yeni yapılacak yapı ile ilgili yasalar, izinler ve bu yapıya karşı olanların tepkileri nedeniyle 1978-1993 arasında Park Otel sıklıkla gündeme geldi.
1979-1980 yıllarındaki yüksek enflasyon sebebi ile inşaat yapılmadı. TURAŞ şirketi 1981 yılında "Mengerler" şirketi tarafından satın alındı.21 1982 yılında proje çalışmalarına başlandı.1983 yılında otelin korunması ve restorasyonuna dair karar alınınca belediye başkanları, imar büroları, belediye meclisleri ve Anıtlar Yüksek Kurulu arasında yeni projeler ve öneriler gidip geldi.
Otelin yapılacağı parseller Temmuz 1984’de ‘Turizm Merkezi’ ilan edildi ve otelin sahibi tarafından tarihi bina 1986 yılında tamamen yıktırıldı. Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın imzaladığı bir kararla 20 Haziran 1988'de Park Otel'in 33 katlı bir bina olarak inşa edilmesi hakkı verildi.
Ayaspaşa semtinin sokaklarından birisi olan Ağa Çırağı Sokağı’nın satılıp otelin içine katılması, inşaatın tepki uyandıran detaylarından birisi oldu. Semt sakinleri örgütlendi ve bir hukuk savaşı verildi.22 Çevrede yaşayan, 100 metrekare bir mülkiyete sahip bir ailenin açtığı dava sonucu 1989'da inşaat mühürlendi.23 Ancak iki ay sonra aynı mahkeme yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı. Bu ilk mühürlemeden sonra defalarca inşaat mühürlendi.
Temmuz 1993’te Beyoğlu, "kentsel sit alanı" ilan edilince bölgeyle ilgili planlar hükümsüz hale geldi. Binanın, yüksekliği Alman Konsolosluğu’nu geçen katlarının yıkılması (82 ve 65 metre olan blokların 47 metreye düşürülmesi) için 29 Kasım 1993'te düzenlenen törenle yıkım başladı.2425 Yıkım, dört ay sonunda tamamlandı.26
Yıllarca atıl kalan bina, şehir siluetinde kirlilik yaratan ve bulunduğu mahalle içinde de güvenlik problemi yaratan sorunlu bir yapı oldu.27 Otel 2005 yılında Boğaziçi Holding tarafından satın alındı. Park Otelin yerine rezidans ve alışveriş merkezi yapma planı kabul edilmedi. Otel, 2010 yılında oteli CVK Group’a satıldı. Otelin İstanbul silueti ile mümkün olduğunca bütünleşmesi ve mevcut binaya müdahaleyi en aza indirecek şekilde yeniden düzenlenmesi önerileri doğrultusunda hazırlanan proje onaylandı.2829 Turgut Alton Mimarlık tarafından hazırlanan projeler, otel sahiplerinin kendi bünyelerinde kurdukları mimari ofis tarafından yürütüldü. İnşaat, Danıştay’ın daha önce aldığı karardaki Alman Konsolosluğu seviyesinin üstünde kalan üç katın yıkılmasıyla başladı. İki yıl süren inşaatın ardından ‘CVK Bosphorus Otel" adıyla inşaat açıldı.30
CVK Bosphorus Otel'de 378 otel odası ve 60 rezidans dairesi bulunur. 1988 yılında dönemin yatırımcılarına satılması ile büyük tepki çeken Ağa Çırağı Sokağı, yeni yapılan projede iz olarak korunmuş ve yaya geçişine tekrar açılmıştır.31 1942-1958 yılları arasında otelde uzun süre konaklamış olan Yahya Kemal Beyatlı adına otel içerisinde bir kütüphane yapılmış ve Yahya Kemal için özel bir sergi alanı oluşturulmuştur.32
Orijinal kaynak: park otel. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page